Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyaretinin dönüşünde uçakta açıklamalarda bulundu. Gazze’deki altyapıyı yeniden inşa edeceklerini belirten Erdoğan, yeni anayasa isteğini de tekrarladı. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 şartının değişmesinin “isabetli olacağını” söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyaretinin dönüşünde uçakta açıklamalarda bulundu.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarıyla ilgili bir an önce ateşkesin sağlanmasını istediğini belirten Erdoğan, “Önceliğimiz ateşkesle birlikte kalıcı barışı tesis etmek olacak” dedi.
“50+1’İN DEĞİŞMESİ İSABETLİ OLUR KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE”
Anayasa değişikliği mesajını da tekrarlayan Erdoğan, kendi getirdiği ‘yüzde 50+1’ sisteminin değiştirilmesini istediğini söyledi.
Erdoğan, “50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘en fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“GAZZE’DE HASAR GÖRMÜŞ ALTYAPIYI İNŞA EDECEĞİZ”
“Gazze için atılacak en doğru adım, bir an önce ateşkesin sağlanmasıdır ve önceliğimiz ateşkesle birlikte kalıcı barışı tesis etmek olacak. Ateşkes sağlandığı takdirde İsrail’in sebep olduğu yıkımı tazmin etmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Gazze’deki hasar görmüş altyapıyı yeniden inşa etmek, yıkılan okullar, hastaneler, su ve enerji tesislerinin yeniden yapılması için çaba harcayacağız. Ateşkesin sağlanmasının ardından Gazze halkının yaşam koşullarını iyileştirmek, umutlarını yeşertmek için elimizden geleni yapacağız.”
“NETANYAHU HEM ÜLKESİNE HEM DÜNYAYA FATURA ÖDETİYOR”
“Netanyahu gidicidir, kurtuluyoruz. İnşallah İsrail de kurtulacak ondan, tüm dünya Yahudileri de kurtulacak. Şu anda kendi ülkesinde halkın yüzde 60-70’i Netanyahu’nun karşısında. Çünkü hem ülkesine hem dünyaya ciddi fatura ödetiyor. Şu anda herkes onu silahla besliyor, parayla besliyor ama bu durum onu destekleyen ülkelere bir bedel ödetiyor. Yeter ki biz güçlü olalım.”
“SAVAŞ UÇAKLARINI VERMEZLERSE ÇALACAĞIMIZ KAPI MI YOK”
“Şansölye bu konuya hiç girmedi. Yani Eurofighter’ı (savaş uçağı) veririz vermeyiz noktasında yorum yapmadı. Biz zaten cevabımızı açık bir şekilde verdik. Bu uçakları bize verirlerse verirler, vermezlerse çalacağımız kapı mı yok? Çok. İşte biliyorsunuz hava savunma sistemlerinde S400’den önce hangi adımlar atıldı? Amerika vermesi gereken hava savunma sistemlerini vermedi, biz de Rusya’dan S400 aldık. Şu anda S400’lerimiz var. Çok daha güçlü bir şekilde yola inşallah devam edeceğiz. Bizler kendi silahlarını üreten ve kullanan bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. Savaş uçakları noktasında da ihtiyacımızı kalıcı olarak karşılayacak adımlar atıyoruz.”
“ESİRLER KONUSUNDA MİT’İ DEVREYE SOKTUK”
“Hamas’ın elinde tuttuğu İsraillilerin ailelerince tarafıma yazılmış mektupta bizim yakınlarının salıverilmesi ile ilgili devreye girmemiz talep ediliyor. Biz İsraillilerin de Filistinlilerin de esir tutulmasını istemeyiz. Daha önce de açıkladığım gibi Hamas’ın bu insanları bırakmamak gibi bir bakış açısı yok. ‘Bırakırız’ diyorlar zaten. İstedikleri İsrail tarafından hukuksuzca tutuklanan küçük yaştaki çocuklardan tutun annelerin ve babaların da aralarında bulunduğu tutsakların salıverilmesi. Düşünün İsrail yönetimi 5 yaşındaki çocukları tutuklayacak kadar insanlıktan çıkmış durumda.
İsrail’in sivil katliamlarından Hamas’ın elindeki rehinelerin bir bölümü etkilenmiş durumda anladığımız kadarıyla. İşin şöyle bir yönü de var. İsrailli aileler bize bu yöntemle ulaştıklarına göre kendi hükümetlerinden umudu kesmişler. Zaten İsrail’in Gazze’de şu ana kadar ki tutumu kendi vatandaşları dahil orada kim varsa katletmek şeklinde. Bu konuyla ilgili Milli İstihbarat Teşkilatımızı devreye soktuk, şimdi onlar bu konuyu araştırıyorlar. Bir netice alabilmek için çalışıyoruz. Netice alabilirsek ne ala.”
“ALMANYA’DA CİDDİ BİR FETÖ MEVCUDİYETLERİ VAR”
“Biz bu ülkelere her görüşmemizde PKK/YPG dahil bütün bu terör örgütlerinin ülkelerindeki örgütlenmesini anlatıyoruz, FETÖ’yü anlatıyoruz. Ama bütün bunlara rağmen bazı ülkeler olumlu cevap veriyor ama geneli itibarıyla bakıyorsun hepsi anlattıklarımızı görmüyor, duymuyor.
Bu konuda istihbaratımız çalışıyor. Milli İstihbarat Teşkilatı uzun süredir yurtdışında tabiri caizse kurye, torbacı, alt düzeyleri bırakıp örgütün üst düzeyindeki nitelikli hedeflerine yöneldi. En son etkisiz hale getirdiğimiz PKK’lı terörist örgütün ideolojik yapısını 25 yıldır yöneten bir kişiydi. Yani örgüte katılımı 80’li yıllarda ve 25 yıldır örgütün ideolojik yapılanmasını şekillendiren ve yöneten bir kişi.
Bunlar şu açıdan önemli, PKK’nın sahadaki askeri kanadından daha önemli olan ideolojik örgütlenmesi. Çünkü elemanı onlarla devşiriyorlar. Ağ çıkarma, örgütü canlı tutma hep bunların işi. Etkisiz hale getirilen bu kişi çok kilit elemanlardan biriydi. Bu durum örgütte muazzam bir çöküntüye sebep oluyor. Çünkü eli silah tutan birini etkisiz hale getirdiğinizde yerine birini koyuyor ama 25 yıllık ideolojik örgüt hafızası olan birini etkisiz hale getirdiğinizde orada muazzam bir boşluk oluşuyor. Almanya nezdinde girişim yaptık. Almanya ile ilgili onlarla görüştük, taleplerimizi muhataplarımıza ilettik. Örgütsel faaliyet anlamında çok dağılmaya başladılar. Almanya’da daha ciddi bir mevcudiyetleri var. Biz peşlerinden gidiyoruz.”
“50+1 MECBURİYETİ PARTİLERİ YANLIŞ YOLLARA SEVK EDİYOR DEĞİŞMESİNDEN YANAYIM”
“50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘en fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.
Diğer yandan Mevcut anayasamızın satır aralarında darbeci zihniyetin ruhunun dolaşıyor olması bizleri en çok rahatsız eden konu. Ayrıca dünya 1980’li yıllardan bugüne çok değişti. Bu değişiklikler anayasa metnine yansıtılmaya çalışılsa da bu anayasamızın metinsel bütünlüğünü yok etti. Yeni, sivil, kapsayıcı ve çağın gerekliliklerine tam uyumlu bir anayasayı Türkiye’ye kazandırmak, ulaşmayı arzu ettiğimiz en önemli hedeflerimizden biri. Meclis’te yeni anayasa çalışmalarına birkaç defa başladık ancak muhalefetin engellemeleri, verdiği sözleri yerine getirmemesi nedeniyle hep yarım kaldı. Biz verdiğimiz sözün arkasındayız, milletimizi hak ettiği sivil anayasaya kavuşturacağız.”