İsrail ordusu, büyük ölçüde geri çekildiği Gazze Şeridi’nin kuzeybatı bölgesi ve Gazze kentinde geride büyük bir yıkım bıraktı.
Anadolu Ajansı (AA) ekibi, yerleşim alanlarını etkileyen yıkımın boyutunu gözler önüne seren korkunç sahneleri görüntüledi.
Yüzlerce evin yıkıldığı, ayakta kalanlarda ise büyük tahribatın olduğu bölgeler adeta hayalet kenti andırıyor.
Birçok binanın yerle bir olduğu, çok sayıda konutun da ağır hasar aldığı bölgede yıkılan gökdelen ve binalar büyük moloz yığınları oluşturmuş durumda.
Hükümet kurumlarının yer aldığı Şati Mülteci Kampı çevresindeki El-Makusi bölgesinde yıkılan gökdelenlerin oluşturduğu büyük moloz yığınları saldırıların boyutunu gözler önüne seriyor.
Ayrıca bölgedeki camilerin de yerle bir edildiği, aynı yerde Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ait bir sağlık merkezinin de tamamen yok edildiği belgelendi.
Caddelerin buldozerlerle kazılması nedeniyle altyapının tamamen yerle bir olduğu bölgelerde, kanalizasyon sularının sokaklarda aktığı, biriken moloz yığınları ve çöplerin sağlık ve çevre felaketine davetiye çıkardığı görülüyor.
“Hayalet şehir”
Akdeniz’e doğrudan bakan El-Makusi’de yaşayan bölge sakinleri İsrail ordusunun çekilmesinin ardından bölgeyi “hayalet şehir” olarak tanımlıyor.
Saldırılardan önce hayatın canlı bir şekilde aktığı, ticaret ve eğlence merkezlerinin de yer aldığı “Genel Güvenlik” bölgesi ise artık moloz yığınlarına dönüşmüş durumda.
İsrail askerlerinin, saldırıların vahşetine hala tanıklık eden duvarlara İbranice ifadeler ve kelimeler yazdığı görülüyor.
Bölgenin sakinleri, İsrail askerlerinin çekilmesinin ardından bakmak için evlerine gidiyor.??????? Evlerini bulmaya çalışan Filistinliler gördükleri manzara karşısında şok yaşıyor.
Bölge halkı, yıkılan evlerin, ticari ve ekonomik kurumların, okulların ve ibadet yerlerinin molozlarını kaldırıp yeniden inşa etmek için çok uzun yıllar gerektiğine inanıyor.
“Bölge Taş Devri’ne dönmüş gibi”
Gazze’nin kuzeyindeki El-Muhaberat bölgesindeki evine bakmaya giden Filistinli Süfyan el-Firani, mahallesindeki durumu “Taş Devri’ne dönüş” olarak nitelendirdi.
Firani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Etrafımızda gördüğümüz her şey yıkılmış durumda. Bu bölgede durum Taş Devri’ne dönmüş gibi. Altı daireden oluşan evimiz yerle bir oldu. Saldırılarda bazı yakınlarım şehit oldu. Çocuklarım da yaralandı.” dedi.
Saldırılar bittikten sonra Gazze’de herhangi bir yaşam belirtisi olacağına dair umudunu kaybettiğini ifade eden Firani, bölgeyi etkileyen yıkımın büyüklüğüne işaret ederek, “Manzara zaten ortada, burayı kelimelerle tarif etmeye gerek yok. Belki de Gazze’nin yeniden imar edildiği günleri yaşamayacağız.” diye konuştu.
“Vurulan askeri hedefler nerede?”
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki altyapıyı tamamen yok ettiğini, sokaklarda biriken kanalizasyon suları, moloz ve çöplerin sağlık ve çevre felaketine yol açtığına işaret eden Firani, şöyle devam etti:
“Kendi evim, komşuların evleri ve sivillerin yaşadığı mahallelerin tamamı yıkıldı. Peki (İsrail) ordusunun bu bölgede yok ettiği askeri hedefler nerede?”
“Hayal dahi edilemeyecek bir yıkım”
Bölge sakinlerinden Yusuf el-Ömeri de İsrail’in El-Makusi bölgesinde meydana getirdiği yıkımın boyutunun hayal dahi edilemeyecek boyutta olduğunu söyledi.
İsrail ordusu geri çekildikten sonra evlerini kontrol etmeye gittiğini anlatan Ömeri, “Tarihte benzeri görülmemiş büyüklükteki bu yıkımla karşılaştığımızda tarifsiz bir duyguya kapıldık. Aklın hayal edemeyeceği manzaralarla karşılaştık.” ifadelerini kullandı.
“İsrail askerleri insan, toprak, taş demeden her şeyi yok etmeye çalıştı” ifadesini kullanan Ömeri, altyapının çökmesi, su, elektrik ve sanitasyon ağlarının yok edilmesi yüzünden saldırılardan sonra bölge sakinlerini çok büyük sıkıntıların beklediğine işaret etti.
“Alın terimizle inşa ettiğimiz evler yok oldu”
Saldırılarda evi yıkılan Filistinli Esma Necm, “Buradaki evlere neler yapmışlar. Yazıklar olsun onlara. Bizim suçumuz ne? Biz bu evleri alın teri ve kanımızla inşa ettik. Onları yeniden nasıl inşa edeceğiz?” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Saldırıların başlangıcından bu yana, ailesi ile sığınma merkezleri ve okullarda kaldıklarını belirten Necm, hava saldırıları olduğunda yıkılan binaların enkazında kalmamak için sokakta yaşamak zorunda kaldıklarını söyledi.